Türkiye, yeraltı zenginlikleri bakımından dünyanın sayılı ülkelerinden biri. Bu kaynaklardan en çok itibar edilenlerden biri ise altın. Ancak altın madenciliğinin maliyeti ve katma değeri bir yana en çok çevrenin uğradığı tahribat ve toplumsal boyutları tartışma konusu. Türkiye’nin tahmini altın madeni rezervi 6 bin 500 ton. Maden Teknik Arama’ya (MTA) göre, yaklaşık 1.500 ton altın madeni tespit edilmiş durumda. Buna karşın bugüne kadar çıkartılan altın miktarı 520.5 ton. Daha çok yabancı şirketlerin çıkarttığı altın miktarının Türk ekonomisine gerçek katkısı ise sadece 10 binde 2. Geri kalan 5 bin 980 ton ise hâlâ çıkarılmayı bekliyor. Dünya altın üretiminde Türkiye’nin payı yüzde 1 civarında. Aynı yıl dünya genelinde üretilen altın miktarı ise 3 bin 600 ton... Bu da Türkiye’de çıkartılan altının, milli ekonomiye katkısının “devede kulak” olduğunu gösteriyor.

Görünmeyen bedel

Altın madenciliği, dünyada en yüksek su tüketimine sahip sektörlerden biri olarak biliniyor. Bilimsel araştırmalar, 1 gram altın üretmek için ortalama 2 ila 3 ton su harcandığını ortaya koyuyor. Bu oran, kullanılan yöntem ve madenin jeolojik yapısına göre değişiyor. Altın çıkarmada kullanılan“siyanür liçi” yöntemi su ihtiyacını katlayarak artırıyor. En büyük tartışmayı ise altın arama alanlarındaki doğa tahribatı yaratıyor. Ağaçların kesilmesi, tüketilen su miktarı ve çevresel zararlarının yanı sıra insan sağlığı ile ilgili konular gündemden hiç düşmüyor.

Ekran Resmi 2025 08 20 17.30.34Ekran Resmi 2025 08 20 17.30.34

Uşak Kışladağ Altın Madeni üzerine yapılan akademik incelemeler, tesisin yıllık su tüketiminin çevredeki barajların kapasitesine yakın seviyelere ulaştığını gösteriyor. Yalnızca 250 bin kişinin bir yılda kullandığı su miktarı tek bir maden tarafından tüketiliyor. İzmir Efemçukuru ve Erzincan Çöpler gibi sahalarda da benzer durum söz konusu; altın madenciliği hem su tüketimi hem de su kalitesi üzerinde baskı yaratıyor.

Şubat 2025’te Uşak İdare Mahkemesi’nde görülen duruşmada konu mahkeme kürsüsüne taşındı. Hazır bulunan 50’den fazla davacı-davalı ve mahkeme heyeti önünde Tüprag avukatları, şirketin su tüketimine ilişkin iddiaları kabul etti. Daha önce kamuoyuna yansıyan “12 milyon metreküp su kullanılıyor” iddiası, Tüprag yetkilileri tarafından yalanlanmış ve 1.2 milyon metreküp olarak açıklanmıştı. Ancak, eski Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, Tüprag’ın yazılı açıklamasının da gerçeği tam olarak yansıtmadığını belirtmişti.

Kanadalı şirketler Türkiye’de altın avında

Kanadalı şirketler, kendi ülkelerinde sıkı çevre yasaları ve kamuoyu baskısı nedeniyle büyük ölçekli altın madenciliği yapamıyor. Bu nedenle Türkiye gibi cevher açısından zengin ülkeler, onların gözünde bir fırsat alanı hâline geliyor. Bu şirketler, “deyim yerindeyse ülkenin dibini kazıyor.”

-Eldorado Gold / Tüprag: Merkezi Vancouver’da olan Eldorado Gold, Kanada’da faal bir altın madeni işletmiyor. Türkiye’deki Uşak-Kışladağ ve İzmir-Efemçukuru sahalarında faaliyet gösteriyor. Kışladağ’da açık ocak ve siyanürlü yığın liçi yöntemi kullanılırken, Efemçukuru’nda tünellerle çıkarılan altın flotasyon yöntemiyle yoğunlaştırılarak konsantre hale getiriliyor.

-Centerra Gold: Kanada’da Mount Milligan Bakır-Altın Madeni’ni işleten şirket, Kayseri-Develi’deki Öksüt Altın Madeni’nin de tamamına sahip. Rezerv yaklaşık 35 ton; yıllık üretim hedefi 5.5–6 ton civarında.

-Alamos Gold: Türkiye’deki projelerini Doğu Biga Madencilik üzerinden yürütüyor. Çanakkale/Biga Yarımadası’ndaki Kirazlı, Ağı Dağı ve Çamyurt sahaları için çalışmalar sürüyor. Ruhsat ve orman izinlerinin yenilenmemesi nedeniyle yatırım tahkimi süreci başlatıldı.

-Mariana Liberty Gold (eski adıyla Fronteer Eurasia): Çanakkale-Bayramiç bölgesinde ve Doğu/Kuzey Truva sahalarında arama ve geliştirme faaliyetleri yürütüyor.

-Teck Resources: Dagi ve Kirazlı projelerini Alamos’a devretmiş; hâlen Liberty Gold ile ortak arama/geliştirme çalışmaları sürüyor.

Birlik Sağlık-Sen Başkanı Doğruyol: Toplu sözleşme tiyatroya dönüştü
Birlik Sağlık-Sen Başkanı Doğruyol: Toplu sözleşme tiyatroya dönüştü
İçeriği Görüntüle

-Aureus Mining: Yüzde 55 hissesi MNG Gruba ait; Türkiye’deki altın projeleri yalnızca stratejik ortaklık kapsamında yürütülüyor.

Ekonomik katkı tartışmalı

Uzmanlara göre, şirketlerin elde ettiği devasa kazanç, Türkiye’ye katkı açısından “devede kulak” kalıyor. Devlet hakkı, şirketlerin beyanlarına göre hesaplanıyor ve vergiden düşülüyor. Eğer şirket entegre işleme tesisi kurduysa, devlet hakkının %75’i muaf tutuluyor.

Yani milyonlarca ton kayayı siyanürle işleyen şirketler, hem Uşak’ın, İzmir’in ve Çanakkale’nin su kaynaklarını tüketiyor, hem de ülke ekonomisine gerçek anlamda katkı sunmuyor.

Kaynak: RSS