Pek çok kimse,
Marilyn Monroe’nin komünist olduğunu bilmez…
Amerika’nın,
Sovyetler’den korktuğu yıllardı…
Sanat yaşamı,
Siyasi kültür ile popüler kültürün kesiştiği dönemdi…
Hollywood yıldızlarına
Şöyle sitem etmişti Marilyn?
“Biz sanatçıların, politik olmaları gerektiğine inanıyorum…
Çünkü!
Toplumun parçası isen, toplumla ilgilenmek ve önünde yürümek zorundasın”…
Bu söyleminden sonra,
ABD istihbaratı tarafından sürekli takip altındaydı …
Farkında olmasına rağmen,
Irkçılığa ve baskıcı rejime kafa tutarak,
Sivil halklara yardım etmeye devam etmişti…
***
Marilyn Monroe,
Nereden aklına geldi?
Ne alaka diyeniniz olacaktır elbette!
Sebebim?
Günümüz Türkiye’sinde,
Sanat yapan sanatçılarımızın,
Halktan kopuk oluşlarıyla ilgili,
kulaklarını çınlatmak…
Şöhretin tadını çıkaran onlar…
Bol paraya kavuşan onlar…
Lüks yaşama doymayan onlar…
Güzel giyinip gezip tozan onlar…
Ama gelin görün ki?
Halkın,
Ne önündeler,
Ne de içindeler…
Sadece,
İktidar ve çıkar gruplarının masasındalar…
Mesela halkın,
Yoksulluğuna…
Huzursuzluğuna…
Mutsuzluğuna…
Baskıyla gaspedilen,
Adaletsizliğine…
Hukuksuzluğuna…
Ses çıkaran,
Gösteri yürüyüşü yapan,
Sanatçı ve sanatçılar grubu gördünüz mü?
Göremezsiniz,
Çünkü!
Düzenin parçası durumundalar…
Daha yeni,
Parlamentoda,
Millete barış getireceğiz diye komisyon kuruluyor…
Ama!
Millet adına alınacak sözde kararlar,
10 yıl süreyle milletten gizlenecekmiş!
Halkın sırtından geçinen ey sanatçılar,
Bari bu konuda kendinizi gösterin,
Halkın yanında yer alın…
Halk olmazsa…
Sinemaya
Tiyatroya,
Müzik konserine,
Resim sergisine,
Kim bilet alıp para ödeyecek?..
***
Aslında,
Esmer olan, sarışınlığıyla şöhret olan…
Ama!
Her türlü şartta,
Halkın yanında olduğunu gösteren,
Marilyn Monroe bir şeyler hatırlatsın,
Tüm sanat alemine…
***
Hey gidi günler!
Eskiden sanatçılarımız,
İstanbul’dan Ankara’ya yürürlerdi…
Fatma Girik,
Tarık Akan,
Pankart taşırlardı…
Edip Akbayram,
Selda Bağcan,
Şarkılarla türkülerle,
Yeri göğü inletirlerdi…
Genco Erkal,
Orhan Aydın,
Şiirleriyle,
Haksızlıklara haykırırlardı…
***
( Lafım, tabii ki halk adına, sanat adına emek veren, azınlıktaki gerçek aydın sanatçılara değil.)