Bazı bölgeler vardır, defalarca gitseniz de tadına doyamazsınız, her gittiğinizde sanki ilk kez geliyormuşsunuz gibi huzur bulursunuz. Simav Gölcük mesire alanı da böyle yerlerden biri. Defalarca gittik, kamp kurduk, günü birlik gittik, her seferinde keyifli anılarla geri döndük. Hafta sonu eşimle sohbet ediyorduk, kamp kurduğumuz yerlerden söz ediyorduk. Konu döndü dolaştı; hiç gündemimizde değilken Simav Gölcük’e geldi. Akşamdan hazırlıklarımızı tamamladık, arabanın bagajına yerleştirdik. Bir yere giderken benim önerim olacak, mutlaka liste yapın yazın aklınıza ne geliyorsa yazın. Sonra, onu unuttuk bunu unuttuk sıkıntısı yaşanmasın. Köy kahvaltısı sürprizi “Sındırgı” diye yola çıkmıştık fakat bir yakınımızın doğup büyüdüğü Kocasinan köyünde kahvaltı yapmamız konusunda ısrar edince onu kıramadık. Kocasinan köyü, Sındırgı’dan sonra Bigadiç yolu üzerinde, Alevi yurttaşların yaşadığı sıcak, sevimli bir orman köyü. Ev yapımı incir ve çilek reçellerinin yanında annesinin yaptığı taze peynir eşliğinde kahvaltımızı ettik. Kahvaltıdan sonra Sındırgı Belediyesi’nin yenilediği, üstünü kapadığı cıvıl cıvıl pazaryerinden alışveriş yaptık. Gölcük’e doğru yola koyulduk. Asırlık karaçamlar çatımız oldu Kaplıcalarıyla ünlü bu bölgede Eynal’dan sonra yeni tesisler de hizmete girmiş. Bu bölgenin geleceği kaplıcalarda, hem termal turizm hem de seracılık önemli ölçüde gelişmiş, yeni yatırımlar ile büyümeye de devam edecek gibi görünüyor. Gölcük mesire alanına ulaştığımızda havanın sıcaklığı hepimizi bunalttı. Piknik yapacağımız alanı belirlemek için birkaç tur attık, sonunda gölün girişinde asırlık iki karaçam ağacının altında piknik yapmaya karar verdik. Son dönemdeki yağışlar göle ayrı bir renk katan ahşap iskelenin yıkılmasına neden olmuş, yerine yenisini yapmadıkları için sanki gölde bir şey bir eksikmiş gibi geliyor insana. Ağaca kurşun sıkmak! Yine de karaçam ormanının tam göbeğindeymiş hissi veren yemyeşil ortam. Şehir gürültüsünden, korna seslerinden, sirenlerden, kavga gürültüden uzak bir ortam, bir günlük de olsa nefes aldık. Bir de kendini bilmezler yeni bir oyun çıkarmışlar: “Asırlık karaçamlara kurşun” sıkmak da ne demek, anlamak mümkün değil! Yaklaşık 700 yıldır her türlü doğa koşuluna karşı mücadele etmiş asırlık karaçam ağacına kurşun sıkan ve onun yaşamasına yedi yüz yıl sonra müdahale eden beyinlere ne demeli! Temizliği biz yaptık Piknik yapacağımız alanın temizliğini yaptık, ortada bir tek sigara izmariti bile bırakmadık. Güneş çekilip yerini soğuk havaya bırakınca gölde, karaçam ağaçları ile baş başa kaldık. Piknik ateşinde tavuk ve köfteyi pişirip karnımızı doyurunca keyfimiz yerine geldi. İlerleyen saatlerde sıcak sohbete daldığımızdan havanın iyice soğumaya başladığını ve dışarıda durmanın mümkün olmadığını anlayınca dönüş yapmaya karar verdik. Gece yolculuğu da pek keyifli oluyor; çünkü gökyüzünde milyonlarca yıldız size eşlik ediyor, her biri göz kırpıyor sanki, “her şey yolunda gidiyor” der gibi… Helva ve kuru fasulye Simav’a doğru giderken, seraların iyice çoğaldığını çok geniş bir alana yayıldığını gördük, iyi bir gelişme, seracılıkta, sıcak termal suyu değerlendiriyorlar. Her zaman olduğu gibi geleneksel alışverişimizi yaptık Simav’dan, helva ve o yöreye özgü kuru fasulye. Depremin ardından Simav’da pek eski bina kalmadı, gittikçe betonlaşıyor, yeni binalar, iş merkezleri, apartmanlar, yine de Anadolu kasaba havasını yitirmemiş ender ilçelerden. Hiç olmazsa kırmızı kiremitli çatıları duruyor… Geri dönüşte Sındırgı’da Ilıcalı Kaplıcasına (Emender) uğradık. Sındırgı termal merkezi oluyor Termal kaplıcaları ile her derde deva olan Sındırgı, son yıllarda yapılan yatırımlar ve art arda hizmete giren tesislerle yabancı turistlerin de göz bebeği olmuş. Balıkesir'in en eski yerleşim yerlerinden biri olan Sındırgı, termal turizmde adından söz ettiriyor. Dünyaca ünlü Emender ve Hisaralan kaplıcalarının yanı sıra özel bir şirketin kurduğu Obam ve 22 bin aileyi hitap eden Laguna devre mülk sistemiyle dikkat çeken Sındırgı'yı termal turizmde bölgenin lideri konumuna getirecek gibi görünüyor. Dönüş yolculuğu; Sındırgı, Kertil’de yorgunluk kahvesi, çam ormanlarıyla kaplı yollardan Akhisar, Manisa yoluyla İzmir, bir başka gezinin hayalleri ve keşfedilecek yeni mesire alanları…

Kaynak: RSS