CHP İzmir'den Özgür Özel’e yapılan saldırıya protesto! 'Bu bir demokrasi saldırısı'
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e Sırrı Süreyya Önder’i anma töreni çıkışında yapılan saldırı, İzmir’de protesto edildi. CHP ve demokratik kitle örgütleri saldırıyı halk iradesine yönelik bir tehdit olarak nitelendirdi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in, TBMM Başkanvekili ve DEM Parti Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’in cenaze töreni sonrası uğradığı fiziki saldırı, Türkiye gündeminde geniş yankı uyandırdı. Olayın ardından CHP İzmir İl Başkanlığı öncülüğünde Alsancak Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nde düzenlenen basın açıklamasında, saldırıya sert tepki gösterildi. Parti yöneticileri, milletvekilleri, sendika temsilcileri ve sivil toplum kuruluşları bir araya gelerek, bu saldırının yalnızca bir lidere değil, demokratik değerlere ve halk iradesine yapılmış bir saldırı olduğunu vurguladı. CHP, bu olayın tekil değil, uzun süredir süregelen kutuplaştırıcı siyasetin ve nefret dilinin bir sonucu olduğunu belirterek, toplumsal dayanışma ve demokrasi mücadelesini büyütme çağrısında bulundu.
CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu yaptığı basın açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili, ömrünü barış ve kardeşliğe adamış bir demokrasi neferi olan Sırrı Süreyya Önder’i sonsuzluğa uğurladık. Kendisine Allah’tan rahmet, ailesine, sevenlerine ve DEM Parti’ye başsağlığı diliyoruz. Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel, yıllara dayanan hukukunun olduğu bu kıymetli isim için Atatürk Kültür Merkezi’ndeki anma törenine katılarak son görevini yerine getirmiş, bu büyük acıyı sahiplenmiştir. Ancak acının paylaşılması gereken bir günde, bu ülkenin en kadim geleneği olan cenaze dayanışması kirletilmiştir. Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel, karanlık bir zihniyetin taşıyıcısı olan bir suç makinesi tarafından alçakça saldırıya uğramıştır. Bu saldırı şahsi bir saldırı değil, siyasi bir amaca hizmet etmektedir. Bu saldırı; milletin iradesine, halkın umuduna, Türkiye’nin geleceğine yapılmıştır. Bu saldırının hedefi, kendinden olmayan herkese duyulan tahammülsüzlüğün sonucudur. Ama aynı zamanda, bu saldırı, ülkeyi yıllardır öfkeyle yönetenlerin, insanları kutuplaştıran, karşı karşıya getiren ve her eleştireni düşmanlaştıran bir anlayışın ürünüdür. Bugün yaşananlar, bir tesadüf değil; uzun süredir işlenen bir siyasetin sonucudur. Her fırsatta "ya bendensin ya düşmansın" diyen bir dilin, toplumun ortak hafızasını tahrip eden, muhalefeti düşmanlaştıran, ötekini suçlu gösteren bir anlayışın sonucudur. Bu anlayışı temsil eden tek adam rejiminin başındaki kişi, yıllardır toplumsal fay hatlarını kaşıyarak siyaset yapıyor. Kimi zaman etnik kimlikleri, kimi zaman mezhepleri, kimi zaman yaşam tarzlarını birbirine kırdırarak, bu ülkenin evlatlarını karşı karşıya getirerek var olmaya çalışıyor. Ama bilinsin ki: Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz, bu ülkenin kurucu partisiyiz. Biz bu toprakların en güçlü harcını, "yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine" ülküsüyle yoğurmuş bir geleneğin taşıyıcısıyız. Biz kardeşlik kazanacak dedikçe, onlar saldırttılar. Biz demokrasi kazanacak dedikçe, onlar karanlığı örgütlediler. Ama unutmasınlar: Korkuyu yenecek olan halktır. Nefreti yenecek olan sevgidir. Ve baskıyı yenecek olan örgütlü halkın gücüdür. 19 Mart’ta, Ekrem İmamoğlu’na yönelik siyasi darbe girişimiyle başlayan sürecin, bugünkü cenaze töreninde ulaştığı nokta, iktidarın kin ve korku siyasetini hangi noktaya taşıdığını göstermektedir. Türkiye’yi bu karanlığa mahkum etmeye çalışanlara sesleniyoruz: Cumhuriyet Halk Partisi korkmaz, sinmez, geri çekilmez. Bu ülkenin demokratları, devrimcileri, yurtseverleri korkmaz, sinmez, geri çekilmez. Bu parti, Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde Kuvayı Milliye ruhuyla kurulmuştur. Bizler, halkın alın terinden, vicdanından, iradesinden doğan bu büyük partinin neferleriyiz. Bizim tarihimizde boyun eğmek yoktur! Biz buradayız! Türkiye'nin her yerinden tek bir sesle haykırıyoruz: Ülkemizin AK Parti iktidarıyla kaybedecek bir tek günü dahi yoktur! Genel Başkanımız Özgür Özel'in ve Cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu’nun arkasında dimdik duruyoruz. Sandığı önümüze, adayımızı yanımıza istiyoruz! Tüm halkımızı meydanlara, stantlara ve dayanışmaya davet ediyoruz. Ülkenin bütün demokrasi sevdalılarını özgürlük mücadelesini büyütmeye davet ediyoruz. Bu ülkeye yeniden umudu getirecek olan bizleriz. Çünkü biz bu ülkenin geleceğiyiz. Çünkü biz umudu büyütmeye, memleketi bu zorbalıktan kurtarmaya yeminliyiz. Bu yüzden diyoruz ki kurtuluş irademizde, iktidar milletimizdedir.”
Tanal: Millet iradesine saldırı
Mahmut Tanal ise konuşmasında, bu saldırının millet iradesine, Cumhuriyet’e ve anayasaya yapıldığını belirterek, “Özgür Özel’ e Sırrı Süreyya Önder’in cenazesinde yapılan saldırıyı bir kişiyi veya bir partinin liderini değil milletin iradesine, siyasetin onuruna, toplumsal barışımıza yapılmıştır. Bu alçak girişim sadece provake edilmiş bir eylem değildir. Bu saldırı siyasetin zorbalıkla dizayn etme arzusunun demokrasiyi tahakküm altın alma niyetinde olan bir düşüncenin tezahürüdür. Bu saldırı, seçimle baş edemeyenlerin halkın teveccühünü alamayanların çaresizlik içerisinde ürettiği bir tiynetin senaryosudur. Bu filmi daha önce gördük. Hatırlayınız; Kemal Kılıçdaroğlu’na Çubuk’ta linç edilmek istenilerek yapılan saldırı vardı. O gün susanlar bugün bu saldırının zeminini döşeyenlerdir. Sayın Özgür Özel halkın iradesiyle seçilmiş Cumhuriyet Halk Partisi’nin lideridir. O’na yapılan saldırı; Cumhuriyet’e, anayasaya, toplumun vicdanına ve demokrasiye yapılmıştır. Bu saldırı münferit değildir. Sistematik bir nefretin yıllardır medya eliyle, trol ordusuyla, bazı siyasetçilerin diliyle büyütülen bir dışlanlaştırmanın sonucudur. Ahlak dışıdır, İnsanlıktan nasibini almamışlığın göstergesidir. Hem siyasi hem hukuki olarak çağrımız şudur, bu saldırının arkasında kim varsa yargı önüne çıkarılmalıdır. O saldırganı cesaretlendiren, ‘vur’ diyen karanlık odaklar ortaya çıkarmalıdır. Devletin güvenlik zafiyeti mi var yoksa bazı göz yummalar mı var? Güvenlik görevlilerin basit tutumu ister ihmal ister kasıt deyin, bu kabul edilemez. Siyaset birlikte yaşamanın hukukudur. Siyaseti kutuplaştırarak hukuku susturamazsınız” ifadelerine yer verdi.
Arslan: Faşizme boyun eğmeyeceğiz
CHP İzmir Milletvekili Ednan Arslan, “Özgür Özel birileri istiyor diye sözünden bir kelime eksiltmez, duruşundan bir adım geri gitmez, muktedirlerin önünde diz çökmez. Baş verir, baş eğmez çünkü o Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün koltuğundadır. Atatürk 19 Mayıs’ta Samsun’a çıktığında boynunda idam fermanı vardı. CHP, 2 satır dilekçeyle avukatlık bürolarında kurulmuş bir parti değildir. İlk genel başkanı da son genel başkanı da faşizme boyun eğmemiştir ve eğmeyecektir” açıklamalarında bulundu.
Yılmaz: Haklı olan kazanacak
İzmir Barosu Başkanı Sefa Yılmaz, ise haklı olanın kazanacağını vurgulayarak “Siyasete yapılan saldırının bir yenisini dün yaşadık. Ne yazık ki adaletsizliğin alıp başını gittiği günlerde bize düşen sadece söz söylemek değil, her alanda ses yükseltmek ve yan yana durmaktır. Yan yana durduğumuz zaman demokrasi mücadelesinin her zaman yükseleceğini ve haklı olanın kazanacağının göstergelerini geçmişte yaşadık. Hiçbir faşist iktidar kendiliğinden ya da başka bir hukuki yolla iktidardan inmemiştir. O yüzden bizlere düşen görev şudur; 19 Mayıs’ta alanlarda olarak yerine getirecektir. 1 ay önce İmamoğlu’nun gözaltı sürecinde nasıl gençlerle yan yana omuz omuza olduysak bundan sonra da aynı birlikteliği beraber göstereceğiz. Bizler Emek ve Demokrasi Güçleri olarak her alanda sözümüzü söylemeye çalıştık ve söyleyeceğiz. Saldırı hangi muktedirden gelirse gelsin asla korkmadan sözümüzü söylemeye ve haykırmaya devam edeceğiz” sözlerini kullandı.
Sarı: O tokat geri çarpar
Disk Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı ise, “Bu ülkenin gül yüzlü devrimcileri ve öğrencileri sadece haklarını aradığı için gözaltına alındı. Bu gençler cezaevinde, katiller dışarıda kol gezerken atılan tokat CHP Genel Başkanına değil, bu halka tokat atmak istemiştir. CHP, Conkbayırı’nda Samsun’da Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisidir. O tokat geri çarpar” diye konuştu.
Bunlar da ilginizi çekebilir