Play Of grup finalinde, Karşıyaka sahasında Muşspor'a mağlup olarak, sezonu kapattı. 1-2 Köşemi takip edenler hatırlayacaktır , ben bu ligin finalinin nasıl olacağını, Karşıyaka'nın yolunun, nasıl kesileceğini, haftalar önce yazmıştım. Ne yazmışım? "Play of finalinde, mutlaka bir şehir takımı gelir, protokole, bütün milletvekili ve şehrin ileri gelenleri ile otururlar ve bizim hakkımızı yerler!" Bu yazıyı dün yazacaktım, ama haksızlık olmasın, önce protokolde Karşıyaka'yı kimler desteklemiş, hangi milletvekili veya belediye başkanları temsil etmiş, öğrenmek istedim. O yüzden bekledim. Hiçbiri gelmemiş! Ama tam da beklediğim gibi, Muş şehrinin, bütün milletvekilleri gelmiş! Daha acısını söylüyorum: Protokol tribününde Karşıyaka'nın ismini yazdırdığı kişi sayısı 94. Muş'un protokol tribününe yazdırdığı kişi sayısı kaç? Tam 512!!! Televizyondan gördüğümüz kadarıyla da en az 2.500 de taraftar getirmişler. Bu, izin verilen kapasitenin neredeyse 2 katı! Bize kök söktüren, en ufak bir tribün olayında, Karşıyaka taraftarına göz açtırmayan emniyet, bu maçta kimden gelen emirle, Muşspor seyircisinin, hem fazla sayıda girmesine, hem de taşkınlık yapmasına izin vermiştir? Karşıyaka yönetimi, bunu nasıl öngörememiş ve hiçbir tedbir almamıştır? Gençlik ve Spor il müdürlüğü, Muşspor'un 5 kat fazla protokol girişine nasıl izin vermiştir? Bütün bunlar, Karşıyaka'nın düzenli olarak doğrandığının, belgeli, kayıtlı delilidir. Gelelim diğer faktörlere... Bu federasyonun başına, dürüst, ahlaklı, onurlu bir adam geçerse, her iki Muş maçı hakeminden de düdüğü geri ister! İlk maçta, gözlerinin önünde ,futbolcumuzu yumruklayan savunma oyuncusunu, koruyan ve pozisyona aut kararı veren hakeme isyanımız henüz bitmemişken, Mehmet Ali Özer isimli hakem, tam da kendisinden istendiği gibi davrandı. Bu maçı Muşspor amigosu yönetse, bu kadar iyi iş çıkaramazdı. Bütün maç, Muşspor'un hırsız futbolcularının, çaldığı zamana göz yumdu. Bizim her faulümüzü kartla cezalandırırken, rakibin çok daha sert faullerini, uyarılarla geçiştirdi. Hele Sinan Gayla'ya yapılan arkadan müdahale... Sinan Gayla maçın kayıtları ile savcılığa gitse, rakip oyuncu hakkında, yaralama suçundan dava açılır, yatarlı ceza alır! Bir diğer pozisyonda, rakip kaleci, boşa çıkıyor, sonra da forvetimizi yumrukluyor! Çıkması gereken karar penaltı ve kırmızı kart, verilen karar kaleciye faul! Yok artık Mehmet Ali Özer!!! Göreceksiniz ceza vermek, hakemliği bıraktırmak falan şöyle dursun, bu hakemi ödüllendirecekler! Eminim gözlemci puanı da yüksek olacaktır! Çünkü böyle hakemler, bu arkadaşlara hep lazım! Bir tetikçi kolay yetişmiyor!!! Bir başka pozisyonda, rakip takımın, bütün yedek oyuncuları sahaya daldı. Oyuncularımızı tartakladı, kurallar açık, hepsinin kırmızı kartla ihracı gerekiyor. Ama sadece birine sarı kart çıkıyor! Burada açık bir kural ihlali var ve yönetim bunu şikayet etse, belki maçın tekrarı gündeme gelebilir ama bir çalışma yapıldığını sanmıyorum. Ama yine de biz bu tekere çomak sokabilirdik. Bursa maçında küfür etmeseydik, tribünler dolu olsaydı kazanırdık. Futbolcular paralarının peşinde koştuğu, hırs ve istekle, bu maçta topun peşinde koşsaydı kazanırdık. Neredeyse bütün ikili mücadeleleri kaybettiler. Ve en önemlisi, siyasiler destek olsaydı, kazanırdık. Orada Kemal Kılıçdaroğlu ile Binali Yıldırım, Karşıyaka kaşkolları ile yanyana otursa, hakem böyle bir maç yönetmeye cesaret edebilir miydi? İşin ironik yanı CHP İzmir milletvekillerinin neredeyse tamamı, Alsancak'taydı. Maçın oynandığı yere 800 metre mesafedeydi. Hiçbiri tenezzül etmedi. Hiçbir AKP milletvekili de gelmedi. Yalnızlık, terk edilmişlik tam da budur! Çok mu zordu, CHP için, Özgür Özel'in programını, Karşıyaka maçına göre ayarlamak? 2 saatini ayırmak? Seçimler yaklaşıyor. Parti gözetmeksizin söylüyorum: Bugün yanımızda olmayanlar, yarın Karşıyaka atkılarını takıp, çarşıda boy gösterip, oy isteyecekler. Benim karşıma çıkmamalarını, çıkarlarsa da boyunlarında Karşıyaka atkısı olmamasını tavsiye ediyorum. Zira, Karşıyaka atkıları ile bizi kandırmaya devam edeceklerse, kalplerini kırarım!

Kaynak: RSS