Geçen gün Çeşme’de büyük bir gün yaşandı.
Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Ebubekir Gizligider teşrif buyurdu…
Karareis Barajı, Salman Göleti Ortak Deposu İletim Hattı ve İçme Suyu Projesi için tören düzenlendi.
Kurdeleler hazır, protokol koltukları dizilmiş, mikrofonlar parlatılmış…
Kameralar yerleşmiş, dronlar havalandırılmış…
Ve o an geldi…
Sayın Bakan Yardımcısı konuştu:
“Birazdan faaliyete geçireceğimiz bu tesisle günlük 24 bin metreküp su vereceğiz. Bugün itibarıyla Çeşme'mizin 2071 yılına kadar su sorunu ortadan kalkmıştır…”
AK Parti Genel Sekreteri ve İzmir Milletvekili Eyyüp Kadir İnan, "Eğer AK Parti hükümeti bu adımı atmamış olsaydı, Çeşme'de turizm çok büyük yara alır, esnaf da otelci de zor durumda kalırdı" diye böbürlendi.
Kurdele kesildi, alkışlar yükseldi, pozlar verildi.
Yalnız ufak bir detay var…
Tören bitti, Bakan Yardımcısı, milletvekili gitti…
Ama Çeşme hâlâ susuz!
Evet… Törenin üzerinden beş gün geçti.
Ama DSİ hâlâ “su verelim mi, vermeyelim mi?” diye düşünüyor.
İZSU “Numune alalım, uygunsa şebekeye verelim” diyor, DSİ “O numuneyi daha alamazsınız” diyor.
Yani su hâlâ arıtma tesisinde bekliyor.
Depolar bomboş, musluktan hâlâ damla düşmedi.
Şaka gibi..
Bir yanda “Çeşme 2071’e kadar kurtuldu” diyen iktidar yetkilileri…
Öte yanda hâlâ damacana kuyruğunda bekleyen vatandaşlar…
Demek ki bu işte biz, barajdan çok sahneye su veriyoruz!
Demek ki bu ülkede, suyun akması değil, lafın akması önemli…
Nutukla serinleyecek vatandaş mı olur? Olurmuş meğer!
İktidarın su politikası işte tam olarak bu:
Halk hâlâ susuz… Ama propaganda maşallah sel gibi!